ZEKA DEVRİMİ
Ekim 1, 2020

Alvin Toffler’ın Gelecek Korkusu’nda dediği gibi ‘’21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenmeyen, öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve yeniden öğrenmeyenler olacak.” Dijital dönüşüm ve teknolojik inovasyon sadece ekonomiyi ve üretim ilişkilerini derinden etkilemekle kalmamış aynı zamanda çalışma hayatı ve sosyal yaşamı köklü bir biçimde değişime tabi tutmuştur.  

Dijital dönüşümün en önemli çıktısı içinde bulunduğumuz ‘Bilim ve Dijital Teknoloji çağında’ yaşadığımız ‘zeka devrimidir’. Zeka Devrimine neden olan en önemli faktörler makine öğrenmesi, yapay zeka, büyük veri, artan bilgi işlem gücü, dijital teknoloji ve yapay zekaya dayalı makineleşmedir.

Küresel İşgücü Piyasalarının dijital teknoloji çağında talep ettiği yeni iş gücü formatı ‘ Yüksek Nitelikte  İnsan Kaynağıdır’. Bu insan kaynağı esnek işgücü piyasalarında, proje bazlı çalışacak ve hatta kendi işini kurarak kendi işini kendi yaratacaktır. Genç girişimcileri entelektüel sermayelerini ve cesaretlerini yeni bir iş yaratarak ticari bir girişime çevirebilen zeka devriminin temsilcileri olarak tanımlamak doğru olacaktır.

Dijital tabanlı bu yeni ekonomik modelin ve sosyal yapılanmanın öngördüğü işgücü profilini yetiştirecek eğitim sisteminde ise analitik düşünme, sorgulama ve problem çözme ile dijital dönüşümü gerçekleştirecek dijital yetenek düzeyini ve becerilerine sahip olma ön plana çıkmaktadır.

Bu bağlamda, kısaca STEAM-Fen (Science), Teknoloji (Technology), Mühendislik (Engineering), Sanat (Art) ve Matematik (Math) alanlarının bir araya gelerek ortaya çıkan çok disiplinli çalışmaların merkezinde algoritma eğitimi gelmektedir. Algoritma ve yazılım donanım eğitiminin ilköğretim düzeyine kadar indirgenmesi dijital geleceğin inşaası açısından önem arz etmektedir. 

Aynı zamanda eğitimde SMAC yani Social, Mobile, Analytics, Cloud olarak tanımlayabileceğimiz yeteneklerin eğitimi de yükselen nitelikli insan kaynağı ve eko sistemin tamamlanması açısından önemli hale gelmiştir. 

Endüstrinin, özel sektörün, iş dünyasının ve kamusal alanın acilen ihtiyaç duyduğu dijital dönüşümü gerçekleştirecek olan insan kaynağında dijital mesleki yetkinliklerin yanı sıra şu beceri, davranış kodları ve özelliklerin bulunması gerekmektedir: Proje bazlı çalışabilme kapasitesi ve inovatif düşünebilme kabiliyeti, sürekli öğrenmeye açık olma ,yaratıcılık, iletişim ve ilişki kurabilme özelliği , empati, içgüdülerine başvurma, dijital yetenek ve becerilere sahip olma, adaptasyon kabiliyeti, kendi kendine öğrenme, takım oyunu ve kendini bilmek ve tanımak.   

Dolayısı ile eğitim reformunun konvensiyonel ve özellikle teorik eğitim modelinden amaç ve çıktı odaklı, bilginin toplanması, sorgulanması,  analizi, uygulanması ve sorunların çözümü yönünde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Yeni bir eğitim eko sistemi ve sosyal iklim organizasyonu oluşturularak sanayi, kamu, sivil toplum ile işbirliği yapılmalıdır.

Yeterlilikler için talepler gelişmeye devam ettiği için yaşam boyu öğrenmeye, özellikle de iş esnasında öğrenmeye yatırım yapmak gelecekteki istihdam edilebilirliği en üst düzeye çıkarmak için en önemli gündem maddelerindendir. Hayat boyu öğrenme ve yetişkin eğitimine yeniden odaklanmak yeni nesili yetiştirirken yetişkinleri de sisteme dahil etmek için büyük önem arz etmektedir.

Bu kapsamda öğretmenlerin ve akademisyenlerin kariyer planlamasına, hayat boyu öğrenme imkanlarına ve performans yönetimine çok büyük önem vermemiz gerekmektedir. Önce öğretmenlerimizi 21. yy yetkinlikleri ile donatmalıyız. Unutmayalım ki öğretmenlerimiz olmadan eğitim öğretim mümkün değildir.

Zeynep DERELİ

Konu Hakkında

İlgili Yazılar