YÜKSELEN E-TİCARET YENİ FIRSATLAR YARATIYOR
Ekim 1, 2020

YÜKSELEN E-TİCARET YENİ FIRSATLAR YARATIYOR

Dijital Türkiye 2019 raporu, e-ticaret müşterilerinin sayısının 39,3 milyon kişiye yani nüfusun yüzde 48’ine ulaştığına işaret ediyor. Bu, internet kullanıcılarının yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor. Ancak raporun içeriğinde bu rakamdan çok daha ilgi çekici ayrıntılar bulunuyor. 

Bunlardan ilki bu raporun We Are Social ve HootSuite tarafından yayınlanmış olması. Bu iki global sosyal medya ajansının işin içine girmesi, e-ticaret tarafında olduğu kadar sosyal medya tarafında yaşanan gelişmelerin de bir yansıması. Rapora göre, Türkiye’de son bir yılda internet kullanan kişi sayısının 5 milyon kişi artmış durumda. Ancak aktif sosyal medya kullanıcısı sayısının da 1 milyon artması daha önemli bir bilgi. 

Bunlara eşlik eden bir diğer önemli bilgi ya da gösterge de her iki kullanıcı kitlesinin bu mecralarda harcadığı zaman ya da ilişki süresi. Türkiye’de insanlar her gün 7 saat 15 dakikalarını internette geçirirken sosyal medyada geçirilen süre ise 2 saat 46 dakika. İlkinin içinde izleme ya da dinleme gibi biçimlerde pasif geçirilen sürenin daha yüksek olduğunu ve ikincisinde etkileşimin daha yoğun olduğunu görmek çok zor değil. 

Etkileşimle ilgili bu verinin önemi, mobilleşme tarafındaki veri ile birleştiğinde daha büyük anlam kazanıyor. Yetişkinlerin yüzde 98’inin cep telefonu kullandığı Türkiye’de akıllı telefon kullanım oranı ise yüzde 77. Her iki oran da evlerde en az bir televizyon bulunma oranı olan yüzde 99’un altında. Bu, gidilecek daha çok yol var şeklindeki yorumun bu konuda da yapılmasına neden oluyor. 

Ancak asıl gidilecek yol, e-ticaret alanında. Türkiye’de e-ticaretin genel perakende içindeki payı yüzde 4-5’i geçmezken gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 9-15 aralığında. Türkiye’de internetten yapılan tüketim malları alışverişinde tutarın kişi başına ortalama 152 dolar olması, bu gidilecek yolun ekonomik büyüklüğüne de ışık tutuyor. E-ticaret kullanıcısı olmayan 20 milyon kişilik kitlenin e-ticarete çekilmesinin, 50 milyar lira düzeyinde olan e-ticaretin 100 milyar lira seviyesinin zorlanmasının sağlayacağı tahmin ediliyor. Sosyal medya burada katalizör etkisi ile bu gelişimi tetikleyebilecek en önemli etken. Bunun nedeni internet kullanıcılarının e-ticaret kullanmayan kesiminin şu anda zaten reklamlar aracılığıyla bu e-ticaret mağazalarının vitrinlerini görebilmeleri ancak etkileşimin kurulamıyor olması. 

Pekiyi gençler için burada nasıl bir fırsat bulunuyor? Global sosyal medya ajanslarının bu konuya ilgi duymaya başlaması ve akıllı telefon sahipliği oranlarının yükselmesinin işaret ettiği mobilleşme, birlikte düşünüldüğünde perakendenin yeni çağına işaret ediyor. Etkileşimin ve gerçek zamanlı operasyonun damgasını vuracağı bu yeni dönemde, hem teknoloji hem cihaz olarak birçok yeniliğe ihtiyacımız olacak. Masaüstü bilgisayar sahipliğinin yüzde 50 ve tablet kullanımının bunun yarısı düzeyinde olduğu Türkiye’nin tercihinin mobilleşme yönünde olduğu açıkça görülüyor. Perakendecilerin şimdiden omni-channel adını verdikleri dijital kanal yapılanması ile ulaştıkları noktada, mobildeki müşterilerin tanınması ve onlara en doğru tekliflerde bulunulmasının olanakları bulunuyor. Bu noktadan sonrası tamamen etkileşimin kurulması ve deneyimin planlanması ile ilgili. Bu konuda tasarım odaklı düşünmenin (design thinking) olanaklarını sonuna kadar kullanmanın sıçrama yapmayı sağlayacağını düşünüyorum. Şimdiden bu konuda zihin jimnastiği yapmamızı sağlayacak araçlara sahibiz.

Alışverişin tekrar edilen rutinleri için mobil cihazlar muhteşem olanaklar sunuyor olacak. Öğleden sonra belirli bir saatte perakendecinin sürekli tükettiğiniz bir ürün ile ilgili kampanya yaptığını akıllı saatinde gören birinin bunu satın almayı onaylaması ile başlayan alışveriş sürecinde mobil cihazın sağladığı konum bilgisi ile ürünü en uygun noktadan teslim almak da mümkün olacak. Unutulan ürünler için Yemeksepeti, Getir ya da Glovo gibi teslimat sistemleri ile entegrasyonun sağlayabileceği çok sayıda olanak bulunuyor.

Teknoloji tarafında bütün bunları gerçekleştirmek için gereken olanaklar bulunurken ihtiyaç olan, alışveriş senaryoları oluşturarak insanlara cazip tekliflerde bulunmayı sağlayacak altyapıyı ya da teknolojinin ihtiyaç duyduğu içeriği ortaya çıkarmak. Yani teknolojinin olanaklarını tam olarak kullanmayı sağlayacak biçimde teknolojiyi insan ile birleştirmek.

Tink Kolejleri’nde bu konuya odaklanmamın nedenlerinden biri de bu birleştirme ya da entegrasyonun önemli olduğunu ve bu önemin artacağını görmüş olmam. Bu senaryoları geliştirme konusunu ele alırken dikkat çekici birkaç noktayı atlamamak gerekiyor.     

Birincisi, nüfusun yüzde 72’sine karşılık gelen 59,4 milyon kişi internet kullanırken, bunların 56,3 milyonu internete telefonlarından bağlanıyor. Dolayısıyla senaryoların mobille bağlantılı olması gerekiyor. Bu alanda akıllı telefonlar şu anda kral koltuğunda oturuyor ancak akıllı saat, bileklik, sanal gerçeklik gözlükleri gibi giyilebilir teknoloji ürünlerini ihmal etmemek gerekiyor. Bu ürünleri kullananların oranı yüzde 9 olarak kaydedilirken şarj ve veriye erişim alanındaki geliştirmelerle hızlı bir sıçrama görmemiz mümkün. Kablosuz şarj olanaklarının gelişmesiyle birlikte kolayca şarj edilebilir hale gelen kablosuz kulaklıkların ne kadar hızlı yaygınlaştığını görmek için çevreye şöyle bir bakmak yeterli. 5G şebekeleri ile birlikte hücrelerin küçülmesinin veriye ulaşımı da kolaylaştıracağı düşünüldüğünde mobile odaklanırken bu yeni nesil giyilebilir cihazları da dikkate almak gerektiğini düşünüyorum.

İkinci önemli etken sosyalleşme. Dijital Türkiye 2019 Raporu, Türkiye’de toplam 52 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunduğunu ve bunların 44 milyonunun sosyal medyaya mobil cihazlarla bağlandığını ortaya koyuyor. Böylece e-ticarette eksik kalan kitleye ulaşmak için değerlendirmemiz gereken önemli bir kanal daha karşımıza çıkıyor. Rapora göre, Türkiye’de 43 milyon Facebook, 38 milyon Instagram, 9 milyon Twitter, 7,3 milyon Linkedin, 6,35 milyon da Snapchat kullanıcısı bulunuyor. Buna mesajlaşma uygulamalarını da eklemekte yarar var. WhatsApp üzerinde kurulan grupların içindeki tartışmaların satın alma kararları konusunda önemli bir rol oynadığı biliniyor. Burada önemli olan ise pazarlama becerilerinden çok samimiyet; diğer sosyal medya alanlarında da önümüzdeki dönemde influencer pazarlamasının yerini samimiyetle satın alma kararlarını yönlendirme olarak adlandıracağımız bir yönteme bırakması şaşırtıcı olmayacak. Bunun nedeni, teknolojide yaşanan gelişmelerin ürün kalitesinde yarattığı artışın ve kişiye özel üretim yapabilme olanaklarının gelişmesinin, genel kitle için seri üretim yerine daha terzi işi üretimin kapısını açması. Tüketicileri bu yeni dünyaya taşımak; geleneksel e-ticaret yaklaşımlarının çok ötesine geçen fikirlerin hayat bulması için gereken yepyeni bir dijital platformun kapılarını açıyor ve bu yeni medyayı yavaş yavaş yaratıyor.

E-ticaretin sağladığı ekonomik olanaklarla beslenen ve dijitalleşmenin sağladığı olanaklarla zenginleşen bu alanda teknolojiyi iyi kullanan insanların yaratabileceği çok büyük olanaklar bulunuyor. Tabii geleneksel düşünme tarzlarından ve önyargılardan kendilerini arındırabildikleri sürece. 

Zeynep DERELİ

Konu Hakkında

İlgili Yazılar