STEM KÖK HÜCRE HALİNE GELECEK
Ekim 1, 2020

STEM KÖK HÜCRE HALİNE GELECEK

STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics- Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) uzun süredir geleceğin dünyasını şekillendirecek insanları yaratma formülü olarak geliştiriliyor. Buna sanatın A’sının  (Art) eklenmesi ile STEM+A’ya ulaşmamız da aynı derecede eski. Belirsizliğin yüksek ve değişimin şiddetli olduğu dijitalleşme çağında çıkış yolunu bulmak için ilhamın önemi artıyor. STEM metodolojisi bütün sorunların çözümünü içinde barındıran bir metodoloji olarak karşımıza çıkarken bunun içinde sanatı temsil eden A üzerindeki vurgu artıyor. Dijitalleşmenin etkisi ile ne yöne gittiğimizin öngörülmesindeki güçlü sanatın sağladığı hayal gücünün ve bunu görselleştirme yeteneğinin değerini artırıyor.Sanat alanında teknolojinin kullanımının artması ve burada önemli faydaların sağlanması, eğitim dışındaki çeşitli alanlarda da STEM+A veya STEAM’in bilinirliğini artırdı. 

2018’de yapay zekanın imzasını taşıyan “Edmond Belamy’nin Portresi” adlı yapıt açık artırmada 432 bin dolara satıldı. Dahası, 2018-2022 arasında yıllık ortalama yüzde 7 büyümesi öngörülen global online müzayede pazarının 2017’deki 1,04 milyar dolarlık değerini 1,4 milyar dolar düzeyine taşıması bekleniyor. Ancak STEM+A’nın yarattığı birikim tabii ki çok daha büyük rakamlara etki eden sonuçları ile bunun çok üzerinde etkiye sahip. 2017 rakamlarıyla 80 trilyon dolara ulaşan dünya ekonomik hasılasında önceki yıl ortaya çıkan 5,1 trilyon dolarlık büyümede dijitalleşmenin ya da teknoloji ve insan kombinasyonunun etkisi çok büyük. Teknoloji yapılabileceklerin listesini ve olanakları neredeyse sınırsız bir hale getirirken sanat, daha önce var olmayan şeyleri hayal etmeyi ya da kurgulamayı sağlayarak yön gösterici oluyor. 

Latin Amerikalı sanatçı Danile Iregui, sanatın STEM konseptini ve dijital dünyayı şekillendirmek için gereken tasarım odaklı düşünmeyi nasıl destekleyebileceğinin iyi bir örneğini veriyor. Iregui’nin 2018’de Contemporary Istanbul’da sergilenen enstalasyonu Control No Control, IoT dünyasının sanatını oluşturuyor ve nesnelerin interneti (IoT) dünyasının kurgulanmasında ilham kaynağı olabilir. Control, No Control, IoT’nin olanaklarını kullanarak bir etkileşim platformu kurmanın iyi bir örneğini oluşturuyor. Bunun nedeni, Iregui’nin IoT felsefesini iyi kavramış ve uyarlamış olması. Iregui, “Control No Control gibi bir iş yaratırken amacım sanat eseri aracılığıyla izleyici ile benim aramda ve daha önemlisi izleyicilerin kendi aralarında, mesela yanınızdaki tanıdık insanlarla ya da hiç tanımadığınız insanlar arasında bağlantılar yaratmaktı” şeklinde konuşuyor. 

Yüzeyine dokunan her şeye tepki veren bir LED küp olan Control No Control, izleyicilerden herhangi biri, işin yanından geçen herhangi biri, işe yaklaşıp eliyle, ayağıyla, kafasıyla, hatta belki tüm vücuduyla dokunduğunda bu hareketin ses ve görüntü olarak karşılık bulmasını sağlayan bir sistem. Başka bir şekilde anlatınca bunun STEM+A’nın yaratabileceği değişimi gösterme açısından önemi artıyor: Dört bir tarafında içerik olan ve herhangi bir şekilde etkileşim kurulabilen bu interaktif platform, gelecekte bir iş modelinin merkezinde yer alabilir ve şimdiden teknolojik bir iş olarak anılmayı hak ediyor. 

Daha geniş bir bakış açısıyla bakıldığında, her dönemde yakın ilişkide olan sanat ve teknolojinin günümüzde teknolojinin yakaladığı yüksek ilerleme hızına bağlı olarak hiçbir zaman olmadığı kadar etkin bir ilişki içinde oldukları anlaşılıyor. Teknolojinin kazandığı yaygınlık ve yarattığı zenginlik, sanatın yeni yüzleriyle ya da eski yüzlerinin güçlenmiş biçimleriyle –sadece eğitime değil- hayatın kendisine de katılmasını sağlıyor.  

Zeynep DERELİ

Konu Hakkında

İlgili Yazılar