ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SİSTEMİ
Ekim 1, 2020

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SİSTEMİ

Eğitim becerileri (educational skills), 21. yüzyıl ile birlikte yetenekler üzerine kurgulanmış bir eğitim, mesleklerden yeteneklere değiştirdiğimiz bir eğitim modeli. Çünkü gelecekte hangi meslekler olacağını kestiremediğimiz için yetenek ve yetkinlik olarak bunları birbirine bağlayabiliriz. 

Herkesin doğuştan kabiliyeti olduğu konular var muhakkak, ancak eğitimle çok büyük bir devrim bizi bekliyor. Aslında daha önce de belirttiğimiz gibi bu devrim başladı, farkında değiliz. Eğitimdeki bu devrimin de ana konusu yapay zekâ. Neden yapay zekâ? Çünkü yapay zekâ eğitime girdiğinde, robotlar okulda eğitim vermeyecek. Sakın böyle bir dünya düşünmeyin. İnsanların aklına ilk o geliyor. Ama aslında olacak olan şey, öğrencilerin kendi bireysel yeteneklerini anlayabilen ve oyunları yetkinlik haline değiştirmek üzere kurgulanmış, kişiselleştirilmiş eğitim robotları, online yazılımlar. Bunlar olacak ve öğrenciler kendi dinlemek istedikleri aksanda, kendi dinlemek istedikleri cinsiyeti seçerek öğrenecekler. Bir kadından mı dinlerse daha iyi öğreniyor, bir erkekten mi? Yaş grubuna göre sesinin tonunun bile ayarlayabildiği ve dünyanın bu alandaki en iyi insanlarını dinleyebildiği, kendi öğrenme hızında ona anlatılan bir ders içeriği düşünün. Dünya çok başka bir yere gidiyor.

Öğretmenlerimiz çok başarılı. Bir sınıfa girdiklerinde çocukların yeteneklerini ve yetkinliklerini görebiliyorlar. Ancak sorun şu; bu fabrika okul düzeninde yirmi çocuğun aynı sınıfın içinde olduğu ortamlarda, o çocuklara öğretmenlerinin bir anda uygun bir şey öğretmeleri mümkün değil. Öğretmek mümkün olmadığı için de yapay zekâyı kullanarak, bu sistem üzerinden öğrencilerin öğrenme yolculuğu kurgulanmaya başlayacak. Böyle bir dünyaya gidiyoruz ve burada yetenekler çok çok önem kazanacak. Çünkü dünyada istisnasız herkesin parlatılabilecek bir yeteneği var. Bir veya birden fazla… 

Bu konuyla ilgili birkaç farklı görüş var. Bir görüş diyor ki; yetenekleri çok genç yaşta keşfedin ve sadece ona odaklanın. Diğer görüş de diyor ki; çocuklara her şeyi deneyimletin, yeteneklerini keşfedin, onların öğrenme yolculuğunu onlara uygun şekilde kurgulayın. Evet, teknolojiden burada faydalanın. Ama çocuklar kendileri, sadece yetenekleri olanlar değil keyif aldıkları şeyleri bulabilmeleri için de vakit geçirsinler, denesinler. 

Yazar Malcolm Gladwell “The Tipping Point/Kıvılcım Anı” adlı kitabında 10 bin saatten bahsediyor. Bir konuda çok iyi olabilmek için 10 bin saat emek vermemiz gerekiyor. Dünyada çok başarılı olmuş matematikçilerin, tenisçilerin, farklı spor dallarından sporcuların, sanatta başarılı olmuş insanların geçmiş hayatlarında çok farklı şeyler denediklerini, önce kendilerini keşfettiklerini belirtiyor. Kendilerini keşfederken tek bir şeyden vazgeçiyorlar, o da hayata bu konuda erken başlama avantajı. Kendini keşfetmenin yolu da çok küçük yaştan itibaren yetenek ve yetkinliklerin farkında olmak ya da aileler, eğitmenler tarafından fark edilmesi. 

Bu amaçla, yetenek ve yetkinliklere uygun, onlara izin veren bir eğitim müfredatına ve sistemine geçilmesi gerekiyor. Ama daha çok küçük yaştan illa o yetenek onun geleceğinin ve hayatının manasıdır, demek de büyük bir hata. 

Geleneksel yaklaşımların değerini kaybettiği büyük bir dönüşüm sürecine girdik. Ülkemiz de buna hazır olmalı. Yaratıcılık, girişimcilik, ekosistemin parçası olmak ve çeşitlilik gibi özelliklerle öne çıkmalıyız. Büyük bir paradigma değişimi yaşama zorunluluğumuz buna dayanıyor. Aynı şekilde uzmanlıkların çok katı bir biçimde belirlendiği bir dünyadan çokdisiplinli ve yatay uzmanlığa geçişin de yaşanması gerekiyor.

Dijitalleşme sadece ekonomik bir etki yaratmıyor, hayatın bütün alanlarını ciddi bir biçimde değiştiriyor. Kişisel hayatlardan üretime, ticarete, iş yönetimine kadar her alanda ezberler bozuluyor. Eğitimin de buna paralel olarak yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

Bu yeni ve büyük değişimin gerektirdiği insan kaynağını ve daha önemlisi insanı yaratmak için bu değişimin köklü bir biçimde gerçekleştirilmesi gerekiyor. İnsan ile teknolojinin birbiriyle bütünleştirilmesi ve insanın teknolojiyi anlar, kullanılır ve geliştirir hale gelmesi, bu değişimin en temel özelliği olmak durumunda.

Zeynep DERELİ

Konu Hakkında

İlgili Yazılar