DEPREME HAZIRLIKLI OLMALIYIZ
Kasım 17, 2020

DEPREME HAZIRLIKLI OLMALIYIZ

İLAYDA KAYA (CUMHURİYET GAZETESİ) İzmir’de büyük bir deprem yaşandı. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? İstanbul’a da gelebilecek bir deprem gerçeği var. Olası bir depremde, okullarda ne gibi tedbirler alınabilir?

Z.ZEYNEP DERELİ : İzmir’de yaşanan deprem herkesi olduğu gibi beni de derinden yaraladı. Bir kez daha deprem değil bina öldürür sözünün gerçekliğini bize gösterdi bu deprem. Yıkılan apartmanların etrafında ayakta duran yapıları görünce bu sözü hatırlamamak imkânsız. Deprem olduğu zaman aslında ne yazık ki hep unuttuğumuz ülkemizin deprem kuşağında olduğu gerçeği ile yüzleşiyoruz. Ben toplumumuzun bu zor zamanlarda biraraya gelme ve dayanışmayı sağlama gücüne sonsuz müteşekkirim. Ama bu yeterli değil, bizlerin deprem olmadan önce de aynı şekilde biraraya gelebilmemiz ve artık hak ettiğimiz şekilde yaşam alanlarımızın olmasını, her anlamıyla güvenli bir hayat sürdürmeyi talep etme hakkımız olduğunu da hatırlamamız gerekiyor. 

Depremde yıkılan yapılardan mucize kurtuluşlara elbette çok sevindik ama kaybedilen hayatları unutmayalım. O hayatlar birileri işlerini gerektiği gibi yapmadığı, birileri onların yaptığı işi gerektiği gibi denetlemediği ve birileri de işini gerektiği gibi yapmayanlara hukuki ve cezai sorumluluklarını sormadığı için kaybedildi. Bundan önce yaşadığımız tüm depremlerde can kayıplarının temelinde yatan sorun yapılardan kaynaklandı. O halde artık şapkamızı önümüze koymanın ve hep beraber çözümü bulmanın zamanı. Unutmamalı bu konular siyaset üstü. Tüm toplumu ilgilendiriyor. Burada ben – sen, bizler – onlar diye bir ayrım yok. Depreme hazırlıklı değilsek, depreme dirençli değilsek hepimiz parti ayırımı olmaksızın, din, dil, ırk ayrımı olmaksızın yetersiz yapılarda hayatımızı kaybedebiliriz. Bunu görmemiz gerek. Ve elbette bu alanda çalışan, yıllarını bu çalışmalara vermiş bilim insanlarımızı dinlememiz gerek. Bakın hepsi İstanbul depreminin ve hatta İzmir ve civarında yaşanacak yeni bir depremin de o kadar uzak olmadığını söylüyorlar. Acil tedbirler alınması gerektiğini ifade ediyorlar. Çünkü deprem ya da hiçbir afet bize randevu ile gelmiyor. Belli bir saati, belli bir günü yok o halde hazırlıklı olmak için bugünden tezi yok. 

Olası depremin bizi ne zaman nerede yakalayacağı belli değil. O nedenle tüm yapılarımızın depreme hazır olması gerekiyor. Hiç kuşkusuz. Bu anlamda en önemli yapıların başında da okullarımız geliyor. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullar için acil bir durum tespit çalışması yapılmalı. Yapıların depreme dayanıklılığının tespiti, dayanıklı olmayanların dayanıklı hale getirilmesi veya yıkılarak yenilerinin yapılması için gereken tüm çalışmalar yapılmalı. 

Türkiye nüfusunun yaklaşık 4’te 1’nin yaşadığı İstanbul’da olası bir depremde, resmi raporlara göre en az 50 bin bina yıkılacak.

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) hakkında verdiği bilgiler kapsamında İstanbul özeline bakarsak, İstanbul’da 3 bin 790’ı özel, 3 bin 647’si devlet okulu olmak üzere toplam 7437 okul var. 1999’dan önce inşa edilen ve Deprem Güvenlik Analizleri’ne göre riskli olduğu belirlenen 283 okul yıkılıp inşa edildi. Okulların 800’ü güçlendirildi. 47 okulun yapımı devam ediyor, 64’ünün güçlendirilmesine, 31’inin de yapımına başlanacak. 1999’dan önce yapılmış, 38 yurt ve bin 153 okul binası depreme karşı güvenli hale getirildi. 1999 depremi öncesi bina sayılarıyla ilgili bir bilgi yok ancak verilen rakamlara göre 1360 civarında okul bulunuyor. Güçlendirilmesi ve yapımına başlanacak 95 okul da yenilenenler arasında kabul edilse bile yaklaşık 130 okul için henüz bir çalışma yapılmamış görünüyor. İstanbul genelinde yaklaşık 7437 okulda, 3 milyon 712 bin 838 öğrenci okuyorsa, bir oranlama yapıldığında güçlendirme bekleyen okullarda tahminen 50 binin üzerinde öğrenci var. Bu rakamlara 1999 sonrası yapılıp da hasarlı olanlar dahil değil. Yine özel okulların binalarının durumu da bilinmiyor. Bu nedenle acil bir durum tespit çalışması yapmak ve mevcut yapılan çalışmaları hızlandırmak şart. 

İK: Öğrenciler neler yapabilir? Okullardaki en büyük eksiklikler neler? Okul binaları depreme dayanıklı mı?

ZZD: Deprem öncesinde yapılacaklar tamamen MEB ve özel okul sahipleri tarafından yapılması gerekenlerdir. Bunların da başında bina güçlendirmesi veya yeni bina inşası gelmektedir. Bu konuda çok yeni tarihli bir Rapor yayınlandı. Eğitim Reformu Girişimi tarafından hazırlanan Eğitim Ortamları Raporunda bu konuya detaylı olarak değinildi. Ama bence en dikkat çeken husus okulların depreme dayanıklılığı noktasında ele alınan tespitler. Ne yazık ki MEB 2019-2023 Stratejik Planı’nda bulunan 7 amaç ve 24 hedef arasında fiziksel güvenlikle doğrudan ilişkili bir madde bulunmuyor. MEB 2019 Yılı Performans Programı’nda ve MEB 2019 Yılı İdare Faaliyet Raporu’nda doğrudan okul binalarının güvenliğini ilgilendiren bir faaliyet bulunmuyor. Stratejik planda olduğu gibi, GZFT analizinde zayıf yönler listesinde “Okul ve kurumlarda güvenlik, sağlık ve hijyen koşullarının yeterliliği” tespiti yer alıyor. Kısaca, üst politika belgelerinde, okul güvenliğinin iyileştirilmesine yönelik ihtiyaca değiniliyor fakat somut politika ve faaliyetler belgelerde yer almıyor. Okul binalarının ve öğrenci yurtlarının deprem dayanıklılıklarına ilişkin kamuya açık bilgi bulunmuyor. Özellikle deprem açısından yüksek riskli bölgelerdeki okul binalarının ivedilikle nitelikli uzmanlar tarafından değerlendirilip güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılması gerekenlerin tespit edilmesi gerekiyor.

İkinci adım ise; eğitimcilerin depreme hazırlıklı olmasıdır. Okul idarecilerine, öğretmenlerine, kantin işletmecilerine ve hatta servis şoförleri de dahil olmak üzere; tüm eğitim çalışanlarına afet durum yönetimi eğitimi verilmesidir. Zira okullarda bir afet yaşandığında bu süreci eğitim çalışanları yürütmek zorunda kalacaktır. Geçtiğimiz dönem yaşanan ve çocuklarımızı okullarda yakalayan depremler bize bunu gösterdi. 

İK:Depremle ilgili bir acil durum planlaması gerçekleştirmişsiniz… Bu planlamadan bahseder misiniz? 

ZZD: Afetlerden korunmanın yolu afete karşı dirençli olabilmekten geçer. Bunun için de öncelikle; afete dirençli yapılar gerekir, afet halinde yapılacakların yani acil durum planının iyi yapılması ve organize edilmesi gerekir, bu planın yetkililerce iyi çalışılmış, öğrenilmiş ve pratik edilmiş olması gerekir, bu acil durum planının tüm vatandaşlarca da iyi bilinmesi gerekir.

Ancak afet durumunda yaşananlar ile yapılan planlamaların da ne yazık ki her zaman örtüşmediğini görüyoruz. Bunun temel sebebi de planlamaların tatbikinde yaşanan veya yaşanabilecek sorunların iyi analiz edilmemiş olmasıdır. 

İstanbul’da 26 Eylül 2019’da yaşanan depremin ardından ben de bir eğitim gönüllüsü ve girişimcisi olarak ekip arkadaşlarım ile bu konuya odaklandım. Uzmanların da görüşleri doğrultusunda kendimize bir yol haritası çizdik. 

Biz Silivri merkezli depremi yaşadık. Deprem olduğunda öğrencilerin tahliyesinde sorunlar yaşandı. Telefon hatlarında ki yoğunluk nedeniyle veliler okullarla irtibata geçemedi, normal servis saati dışında olduğu için servislerin okullara gelmeleri ve öğrencilerin tahliyesi uzun sürdü. Trafikte ciddi kilitlenme oldu. En kısa mesafe bile panikten ötürü 2 saatte aşılabildi. O halde bu sorunların çözümü için planlama yapılmalı. Depremde ilk 72 saat çok kritik öneme sahip. Milli Eğitim Bakanlığımızın Acil Eylem Planına göre senede bir yapılan tatbikatlarda afet sonrası okul bahçesinde toplanan öğrenciler, velilere imza karşılığı teslim edilerek okulların tahliyeyi tamamlaması öngörülmektedir. Ancak olası bir afet boyutunda deprem sonrasında öğrencileri MEB’in planında belirtildiği gibi velilerine teslim edene kadar okullarda ağırlamak ve ilk müdahalelerini yapmak gerekecektir. Depremin geniş bir bölgeyi etkilemesi ve büyük zarar vermesi halinde mevcut müdahale kaynaklarının yetersiz kalması ile olay afete dönüşebilir. Bu durumda 72 saat için yardım gelememesi söz konusu olabilir. Hazırlıklı olmalı ve su, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarımıza yönelik acil durum setlerini okullarda hazır bulundurmalıyız. Okulların acil toplanma alanlarında muhafaza etmesi gereken malzeme listeleri de net değil. O halde ne yapılmalı? Örneğin her okulda mutlaka Acil Durum Seti (72 Saatlik Yeterlilik Seti) bulundurulmalıdır. Bu setin içinde neler yer alabilir diye de bir çalışma yaptık.

Su (2 litre içmek, 2 litre temizlik olmak üzere öğrenci başına günlük 4 litre yani 72 saat için 12 litre su )

Yiyecek. Kolay bozulmayacak (konserve vb.)

İlk Yardım Seti

Pilli radyo ve yedek pilleri

El feneri (yedek pil ve ampulleri ile), Işıldak

Battaniye

Kibrit / çakmak

Kalem, kağıt

Düdük

Hijyenik ped v.b. 

Öğrenci ve veli bilgileri, Önemli telefon numaraları

Taşınabilir jeneratörler (+ yakıt)

Amatör telsizler

Levye, kazma kürek, yangın söndürücü 

Kağıt havlu

Çöp poşedi

Gaz maskesi

Malzeme çantası (Tornavida (Çeşitli ebatta), Demir ve ağaç testeresi, Demir kesme makası, Kargaburun, Baret)

Sonuç olarak İstanbul özelinde 3 milyonu aşkın öğrenci, okul sayısı üzerinden acil durum (can güvenliği + psikolojik + temel ihtiyaçlar)a yönelik çözüm kataloğu geliştirilmeli (bölge, okul farkları gözetilerek), pilot okulların tespit edilip çalışmalara acilen başlanması, bu çalışmaların AFAD başta olmak üzere; AKUT ve benzeri stk’lar ile kurulacak ortaklıklarla MEB’in ve İBB önderliğinde yürütülmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir. Ayrıca paylaşılmış sorumluluk ilkesi doğrultusunda kamu-okul-ebeveyn arasında bir sorumluluk ve iş bölümü geliştirilmelidir. Okullar ne kadar organize olursa, o kadar çok öğrencinin hayatı kurtulur. Bunun için malzemeye ve planlamaya ihtiyacımız var.

İK: Son olarak eklemek istedikleriniz…

ZZD: Elbette ki bu planlamalar sadece İstanbul ile sınırlı kalmamalı. Ülkemiz deprem kuşağında, her şehrimiz, her insanımız bizim için değerli ve önemli. O nedenle çalışmalarımızı bilim temelli olarak gerçekleştirmeli. Bilim insanlarımızın çalışmalarını, görüş ve önerilerini dikkate almalı bir yol haritası çizmeli ve bu yol haritasını acilen hayata geçirmeliyiz. Çünkü afetlere karşı dirençlilikte planlama, bu plana uygun adımları atarak yatırımları yapmak hayati öneme sahiptir.

Konu Hakkında

İlgili Yazılar